Çerezleri kullanmamız için izninizi yönetme aracımız geçici olarak çevrimdışı. Bu nedenle, çerez kullanımına izin vermenizi gerektiren bazı işlevler eksik olabilir.

PORTAKAL AĞAÇLARININ İZİNDE.
Kokusu hafızaya kazınan, rengiyle şehirleri süsleyen bir ağaç: portakal ağacı. Asya’dan Akdeniz’e uzanan yolculuğuyla hem kent kültürünün hem de mevsimlerin simgesi. Prof. Dr. Gülşen Aytaç’ın kaleme aldığı Joy Blog’a özel bu yazıda, portakal ağacının izini sürüyoruz.
04.07.2025
Çevremizi algılamamızı sağlayan 5 duyumuzdan biri, anne karnında da ilk gelişen duyumuz olan 'koku duyumuzdur’. Her bir koku yeni ve farklı bir deneyimdir. Görselliğinin çiçek ve ardından meyve ile zirve yaptığı bir ağaç olmasının ötesinde bir bahçeyi, sokağı, avluyu ve hatta bir kenti kokusuyla kısa bir sürede büyüleyen portakal ağacı mekân, birey ve an arasında önemli bir bağ kurar ve belleklere kazınır.

Portakalın Yolculuğu: Asya’dan Akdeniz’e
Dünya genelinde en yaygın ve en çok tüketilen meyve familyalarından ‘turunçgiller’ familyasına ait olan portakalın anavatanı güneydoğu Asya, özellikle Çin ve Hindistan olarak kabul ediliyor. Buradan Ortadoğu, Avrupa ve Amerika’ya yayılışı birçok farklı yolu izlemiş. Ticaret yolları ve ipek yolları vasıtasıyla tarih boyunca Orta Doğu’ya ve Avrupa’ya taşınan portakal ağacı; aynı zamanda İspanyol ve Portekizli denizcilerin keşifleri sırasında Asya’dan Akdeniz’e, Avrupa’ya ve Anadolu’ya taşınmış. Böylesine ticaret yollarını ve farklı kültürleri geçen ‘portakal’ etimolojik olarak da bu kültürlerden etkilenmiş. Türkçede ‘portakal’ ismini almasının asıl sebebinin ‘Portekiz’den gelen’ anlamına gelmesi olduğunu biliyor muydunuz?

Sevilla: Portakalın Kentle Bütünleştiği Şehir
Eski dönemlerde Anadolu ve Avrupa’ya gelen en eski portakal türleri ‘acı portakal’ ve ‘tatlı portakal’ olmuş. İspanya’nın Endülüs bölgesinin tarih ve kültürel katmanlarının en zengin olduğu şehirlerinden Sevilla, dünyada en fazla portakal ağacına sahip şehir olarak biliniyor. Buradaki portakal türü, acı portakal, yani ‘Citrus aurantium’. Çok kültürlü yapısıyla, Gotik, Rönesans, Barok, Rokoko, İslam tarzındaki birçok farklı katmanda mimari yapının ve detayın içerisinde portakal ağaçları belki de tek tür ve tek koku olarak tüm bu katmanları birleştiren bir bağlayıcı adeta. Sevilla’nın tüm ara sokak, avlu ve meydanlarını portakal ağaçlarının bezemesi ve kokusunu bu mekanlara işlemesi bu mekanları deneyimleyen herkeste farklı çağrışımlar uyandırarak hafızalara kazınır. Alcazar Sarayı’nın fresklerindeki yeşil, mavi ve turuncu hâkim renkleri, adeta sarayın bahçesine yansır. Portakal ağaçlarının yaprağının yeşili ve meyvesinin turuncusu mavi gökyüzünün altında buram buram kokar. Ziyaretçilere ya her daim ilkbahar sunar ya da İslam Medeniyetinin tasviri olan cennet bahçelerini hissettirir. Ekonomik olarak da portakal ağaçları şehir için önemli bir fırsat. Acı portakal denen bu portakal türü yenmese de marmelat üretiminde kullanıldığı için ihracatta önemli bir yer tutuyor.
Sanatta ve Müzikte Portakal
Portakal ağaçlarının çiçek açması ve kokusunu çevresine yayması ilkbaharın geldiğinin habercisidir. Boticelli’nin Uffizi Galerisindeki ünlü ‘Primavera’ tablosunda ‘ilkbahar’ portakal ağaçlarının altında tasvir edilmiştir. Bu tablodaki portakal ağaçlarında meyve, yaprak ve çiçeklerin bir arada bulunması doğanın kendini yenilemesini, ilkbaharı ve bereketi simgeliyor. Ayrıca, Vivaldi'nin Dört Mevsim sonatı, yeni başlangıçları haber veren bir mevsim olan İlkbahar ile başlar. Portakal ağaçlarının çiçek açması da Vivaldi’nin İlkbahar sonatında olduğu gibi yeni başlangıçları temsil eden ilkbaharı çağrıştırır.
Araplar tarafından Endülüs bölgesine getirilen portakal Ağacı, buradan Avrupa’ya yayılmış ve kısa sürede İtalya, Fransa gibi akdeniz iklimine sahip olan ülkelerde görülmüştür. Sandro Boticelli tablosundaki yenilenme anlamının yanı sıra, Medici ailesinden dolayı bir güç simgesi olarak da görülen portakal ağacı saray bahçelerinde de simge olmuştur. Güç simgesi olmasının yanı sıra, Rönesans bahçelerinde İslam bahçelerinde olduğu gibi saflık ve sonsuzluğu da temsil ediyor. Dünyadaki en eski botanik bahçenin Padova’da kurulmuş olması, diğer bitki türlerinde olduğu gibi portakalın da tıp başta olmak üzerine birçok yönden araştırılmasını sağlamıştır. C vitamini içeriği ve antioksidan yapısıyla bağışıklık sistemimizi güçlendiren meyvelerin başında geliyor.
Portakalın zamanla aristokratlarda bir güç simgesi haline gelmesi sebebiyle, İtalya’da olduğu gibi Fransa, Hollanda, Avusturya ve Almanya gibi iklim açısından daha sert olan ülkelerde de saray kültürünün bir parçası haline gelmiş. Buralarda iklimin sert olması özel olarak portakal seraları tasarlanmasını gerektirmiş. Bugün Paris’te Claude Monet’nin Nympheas eserlerine ev sahipliği yapan L’Orangerie Müzesi, 19. yy’ ın ilk yarısında Tuileries Sarayı’nın bahçesine dikilen portakal ağaçlarını korumak için inşa edilmiş, günümüzde halen adını ve mimarisini koruyor.
Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’de Portakal
Türkiye’ye ilk olarak Osmanlılar döneminde gelen portakal, özellikle Ege ve Akdeniz kıyılarında yoğun olarak yetiştiriliyor. Cumhuriyet döneminde tarım politikalarının önemli bir stratejisi haline gelen portakal üretimi, günümüzde ihracatta da önemli bir yer tutuyor. Türkiye’de acı portakal olduğu gibi, özellikle taze olarak yenebilen, meyve suyu olarak tüketilebilen tatlı portakal (Citrus sinensis) türü de yer alıyor.

Portakal Festivalleri: Kokunun ve Kültürün Buluşması
Türkiye’de özellikle yerel kültürün ve üretimin ulusal ve uluslararası tanıtımı için ‘portakal festivalleri’ yapılıyor. Bunlardan en önemlileri haziran ayında yapılan Finike Portakal Festivali ile nisan ayında kutlanan Adana Portakal Çiçeği Festivali. Özellikle baharın gelişini simgeleyen çiçekli ve kokulu dönemde Adana Portakal Çiçeği Festivali karnaval havasına dönüşüyor ve ulusal turizmi çok destekliyor.
Acı da olsa tatlı da olsa portakal, şehirlerimizi ve sofralarımızı süslemekle kalmayıp, onları sağlıklı hale de getiriyor. Mis gibi kokusuyla da bulundukları şehirleri büyülemeye devam ediyor.
* Yazar: Tassilo Hager; Sanat Direktörleri: Verena Aichinger, Lucas Lemuth Fotoğraflar: BMW; Video: BMW