Doğadan İyi Haberler Var | BMW Joy Blog

BU KEZ HABERLER İYİ.

Doğa ile ilgili umut verici 5 gelişme.

BU KEZ HABERLER İYİ.Doğa ile ilgili umut verici 5 gelişme.
    Bir ağaca dokunmak, yalın ayak toprağa basmak veya yalnızca çimlere oturup doğanın kusursuz işleyişine tanık olmak… Bu gibi doğayla bağlantı kurduğumuz anlarda özümüze döndüğümüzü hissediyor, doğal güzelliklerin değerini yeniden fark ediyoruz. Bu farkındalık, doğaya duyulan saygının eyleme dönüştüğü haberleri takip etmeyi ve onlara destek olmayı da beraberinde getiriyor. Bugün size çevresel konularda sadece iyi haberler vermek istedik. Doğayla ilgili umut verici gelişmeleri keşfetmeye başlayalım.
    Doğadan İyi Haberler Var | BMW Joy Blog
    Doğadan İyi Haberler Var | BMW Joy Blog

    60.000 YIL SONRA KEŞFEDİLEN YER ALTI ORMANI


    11.06.2020

     

    Bu gelişmelerden biri, Northeastern University ve the University of Utah’ın bilim insanlarından oluşan bir araştırma ekibinin keşfettiği 60.000 yıllık yer altı ormanı. Tarihte bu kadar yıl geriye gidildiğini hayal edin: Modern insan dünyanın çeşitli bölgelerine yayılmak üzere Afrika kıtasını terk etmeye daha yeni yeni başlamış, ekosistemler farklı – kısacası dünya bambaşka bir yer. Düşünün ki bu yıllarda Meksika Körfezi’nde yetişen selvi ağaçları zamanla düşmeye başlıyor; üzerleri önce tortuyla kaplanıyor, sonra da yükselen deniz seviyeleri onları yeniden örtüyor.

    Artık günümüze dönebiliriz: İşte uzun yıllar önce bu şekilde yerin altında kalan selvi ağaçları yeniden keşfedildi. Bilim insanları, gün yüzüne çıkarılan bu ağaçların hayati sonuçları olan ciddi hastalıkların tedavisinde kullanılmak üzere birtakım ilaçların içeriğine eklenebileceğini söylüyor.

    Doğadan İyi Haberler Var | BMW Joy Blog

    BMW, hidrojen yakıt hücre teknolojisi konusunda 2013’ten beri ciddi çalışmalar yürütüyor.

    BMW HİDROJEN YAKIT HÜCRE TEKNOLOJİSİ

    Doğayla ilgili umut verici bir haber de, BMW’nin sürdürülebilir üretim alanında attığı yenilikçi adım. Hidrojen yakıt hücre teknolojisi konusunda 2013’ten beri ciddi çalışmalar yürüten BMW, BMW i Hydrogen NEXT modelini geliştirmeye devam ediyor. BMW, aslen 2005’te BMW Hydrogen 7 modelini geliştirdiğinden beri gündeminde yer alan bu konuda 2013'ten beri Toyota ile verimli bir iş birliği sürdürüyor. Bu iki dev firma, batarya ve hidrojen konularındaki deneyimlerini bir araya getirerek çevremizi ve geleceğimizi korumaya yönelik, anlamlı bir güç birliği sağlıyor.

    Yeni ve alternatif güç aktarım teknolojileri geliştirme konusunda her zaman için öncü bir konumda olan BMW’nin yukarıda bahsettiğimiz konsept modeli BMW i Hydrogen NEXT; odağına sürdürülebilirliği alan, emisyonsuz bir mobilite anlayışının da kapılarını aralıyor.

    Hidrojen yakıt hücresi teknolojisine sahip araçların en ayırt edici özelliği, içerisindeki yakıt hücresinin otomobilin deposundaki hidrojen ile dışarıdan gelen oksijeni emmesi ve bunun sonucundaki birtakım kimyasal reaksiyonlarla elektrik üretmesi. Ortaya çıkan tek ürünse su; bir başka deyişle, emisyon yalnızca su buharından oluşuyor ve bu da sıfır emisyon anlamına geliyor. BMW Group’un Hidrojen Yakıt Pili Teknolojisi ekibinden Jürgen Guldner, BMW i Hydrogen Next’in 700 bar basınçlı tankının 6 kg hidrojen kapasitesine sahip olduğunu ve bunun hava durumundan bağımsız olarak uzun yolculuklar için oldukça elverişli bir özellik olduğunu ekliyor. Toplamda 275kW elektrik enerjisi sağlanabilen bu doğa dostu modelden 2022 yılında test amaçlı olarak sınırlı sayıda üretilmesi bekleniyor.

    Doğadan İyi Haberler Var | BMW Joy Blog

    PLASTİĞİ GERİ DÖNÜŞTÜREN BAKTERİ

    Bir anlık ihtiyaçla satın alınıp kullanıldıktan sonra çöpe atılan bir plastik şişenin doğada çözünmesi 450 yılı bulabiliyor. Buna karşın dünya genelinde mevcut plastik atıkların sadece %9’u geri dönüştürülebiliyor (Kaynak: Greenpeace & UN Environment). Oysa tek bir 2.5 litrelik plastik şişenin bile geri kazanılmasıyla 6 saatlik elektrik enerjisinden tasarruf etmek mümkün (Kaynak: PAGÇEV). Bu tablo şüphesiz, büyük atık yığınlarıyla baş edebilecek kesin çözümler gerektiriyor: Carbios isimli geri dönüşüm şirketi, bu konuyla ilgili attığı adımda başarıya ulaştı.

    Şirket, plastik şişeleri birkaç saat içerisinde parçalara ayırarak geri dönüşüm için uygun hale getiren, mutasyona uğramış bir bakteri enzimi keşfetti. Bu enzimin özelliği, yüksek sıcaklıklarda eritilerek geri dönüştürülen ve dolayısıyla kalitesinden ödün verdiği için daha az tercih edilen pet ürünlerine kıyasla, çok daha sağlam ve saf plastiğe yakın özelliklere sahip şişeler üretmeyi mümkün kılması. Carbios, enzimin 2025 yılında endüstriyel boyutta kullanılabilmesi amacı doğrultusunda çalışmalarına devam ediyor.

    Doğadan İyi Haberler Var | BMW Joy Blog

    DENİZ KAPLUMBAĞASI YUVALARI

    Bir umut verici doğa haberi de Tayland’dan: Mai Khao Marine Turtle Foundation’ın süpervizörlerinden biri olan Kanokwan Homcha-ai, Phuket’teki bazı plajlarda 11 adet deniz kaplumbağası yuvası görüldüğünü söylüyor ve bu sayının son yirmi yıldır görülen en yüksek sayı olduğunu ekliyor. Bu plajların pandemi sebebiyle bir süredir kullanıma kapalı olmalarının ve dolayısıyla deniz kaplumbağalarının yapay ışıklara maruz kalmak zorunda olmamasının büyük bir etkisi olduğu şüphesiz. Öyle ki yalnızca deniz kaplumbağa nüfusunda değil, aynı zamanda bu bölgelerde yaşayan yunus, dugong (bir deniz memelisi) ve pavuryaların sayısında da artış gözlendiği biliniyor.

    Benzer bir gelişme, Hindistan’ın Odisha eyaletinde yaşandı. Geçtiğimiz yıl plastik kirliliği sebebiyle buradaki plajlarda yumurtlayamamış olan deniz kaplumbağları, bu yıl sahillere tam 70.000 adet yuva bıraktılar. Üstelik, bu deniz kaplumbağlarının, nesli tükenmekte olduğu bilinen Olive Ridley kaplumbağaları olması da ayrı bir mutluluk sebebi.

    Doğadan İyi Haberler Var | BMW Joy Blog

    AYDA 40.000 AĞAÇ DİKEN DRONE’LAR

    Kanadalı bir start-up şirketi olan Flash Forest, ayda 40.000 ağaç dikme kapasitesine sahip dev drone’lar geliştirdi. Drone’ların hızlı ve pratik bir şekilde toprağa tohum püskürtebildiği proje, ilk olarak yerli çam ve ladin ağaçlarının dikimiyle başladı. Yıl sonunda bu sayıyı yüz binlere, 2028’e gelindiğinde ise 1 milyara ulaştırmış olmayı hedefleyen Flash Forest; aynı zamanda biyoçeşitlilik kaybının önüne geçmeyi ve ekosistemin yenilenmesine katkı sağlamayı amaçlıyor.

    Şu anda günde 10.000 ile 20.000 tohum ekebilmeye olanak sağlayan teknoloji, henüz başlangıç aşamasında olmasına rağmen; şirketin kurucu ortağı ve strateji sorumlusu olan Angelique Ahlstrom tarafından paylaşılan “bir kişi elleriyle bir günde 1.5000 ağaç dikebilir” bilgisiyle karşılaştırıldığında, bu projenin ekim süreçlerine büyük avantajlar sağlaması kaçınılmaz. Ahlstrom şöyle söylüyor: “Küresel bir toplum olarak karbon tutma hedeflerimizden bazılarına ulaşmak amacıyla gerekli olduğunu söylediğimiz şeyleri gerçekleştirebilmek için drone’ların kesinlikle gerekli olduğunu düşünüyorum. Drone’ların potansiyeline bakarsak, insanlardan 10 kat daha hızlı ekiyoruz.


    11.06.2020


    60.000 YIL SONRA KEŞFEDİLEN YER ALTI ORMANI
    Bu gelişmelerden biri, Northeastern University ve the University of Utah’ın bilim insanlarından oluşan bir araştırma ekibinin keşfettiği 60.000 yıllık yer altı ormanı. Tarihte bu kadar yıl geriye gidildiğini hayal edin: Modern insan dünyanın çeşitli bölgelerine yayılmak üzere Afrika kıtasını terk etmeye daha yeni yeni başlamış, ekosistemler farklı – kısacası dünya bir yer. Düşünün ki bu yıllarda Meksika Körfezi’nde yetişen selvi ağaçları zamanla düşmeye başlıyor; üzerleri önce tortuyla kaplanıyor, sonra da yükselen deniz seviyeleri onları yeniden örtüyor.

    Artık günümüze dönebiliriz: İşte uzun yıllar önce bu şekilde yerin altında kalan selvi ağaçları yeniden keşfedildi. Bilim insanları, gün yüzüne çıkarılan bu ağaçların hayati sonuçları olan ciddi hastalıkların tedavisinde kullanılmak üzere birtakım ilaçların içeriğine eklenebileceğini söylüyor.

    BMW HİDROJEN YAKIT HÜCRE TEKNOLOJİSİ
    Doğayla ilgili umut verici bir haber de, BMW’nin sürdürülebilir üretim alanında attığı yenilikçi adım. Hidrojen yakıt hücre teknolojisi konusunda 2013’ten beri ciddi çalışmalar yürüten BMW, BMW i Hydrogen NEXT modelini geliştirmeye devam ediyor. BMW, aslen 2005’te BMW Hydrogen 7 modelini geliştirdiğinden beri gündeminde yer alan bu konuda 2013'ten beri Toyota ile verimli bir iş birliği sürdürüyor. Bu iki dev firma, batarya ve hidrojen konularındaki deneyimlerini bir araya getirerek çevremizi ve geleceğimizi korumaya yönelik, anlamlı bir güç birliği sağlıyor.

    Yeni ve alternatif güç aktarım teknolojileri geliştirme konusunda her zaman için öncü bir konumda olan BMW’nin yukarıda bahsettiğimiz konsept modeli BMW i Hydrogen NEXT; odağına sürdürülebilirliği alan, emisyonsuz bir mobilite anlayışının da kapılarını aralıyor.

    Hidrojen yakıt hücresi teknolojisine sahip araçların en ayırt edici özelliği, içerisindeki yakıt hücresinin otomobilin deposundaki hidrojen ile dışarıdan gelen oksijeni emmesi ve bunun sonucundaki birtakım kimyasal reaksiyonlarla elektrik üretmesi. Ortaya çıkan tek ürünse su; bir başka deyişle, emisyon yalnızca su buharından oluşuyor ve bu da sıfır emisyon anlamına geliyor. BMW Group’un Hidrojen Yakıt Pili Teknolojisi ekibinden Jürgen Guldner, BMW i Hydrogen Next’in 700 bar basınçlı tankının 6 kg hidrojen kapasitesine sahip olduğunu ve bunun hava durumundan bağımsız olarak uzun yolculuklar için oldukça elverişli bir özellik olduğunu ekliyor. Toplamda 275kW elektrik enerjisi sağlanabilen bu doğa dostu modelden 2022 yılında test amaçlı olarak sınırlı sayıda üretilmesi bekleniyor. 

    PLASTİĞİ GERİ DÖNÜŞTÜREN BAKTERİ
    Bir anlık ihtiyaçla satın alınıp kullanıldıktan sonra çöpe atılan bir plastik şişenin doğada çözünmesi 450 yılı bulabiliyor. Buna karşın dünya genelinde mevcut plastik atıkların sadece %9’u geri dönüştürülebiliyor (Kaynak: Greenpeace & UN Environment). Oysa tek bir 2.5 litrelik plastik şişenin bile geri kazanılmasıyla 6 saatlik elektrik enerjisinden tasarruf etmek mümkün (Kaynak: PAGÇEV). Bu tablo şüphesiz, büyük atık yığınlarıyla baş edebilecek kesin çözümler gerektiriyor: Carbios isimli geri dönüşüm şirketi, bu konuyla ilgili attığı adımda başarıya ulaştı.

    Şirket, plastik şişeleri birkaç saat içerisinde parçalara ayırarak geri dönüşüm için uygun hale getiren, mutasyona uğramış bir bakteri enzimi keşfetti. Bu enzimin özelliği, yüksek sıcaklıklarda eritilerek geri dönüştürülen ve dolayısıyla kalitesinden ödün verdiği için daha az tercih edilen pet ürünlerine kıyasla, çok daha sağlam ve saf plastiğe yakın özelliklere sahip şişeler üretmeyi mümkün kılması. Carbios, enzimin 2025 yılında endüstriyel boyutta kullanılabilmesi amacı doğrultusunda çalışmalarına devam ediyor.

    DENİZ KAPLUMBAĞASI YUVALARI
    Bir umut verici doğa haberi de Tayland’dan: Mai Khao Marine Turtle Foundation’ın süpervizörlerinden biri olan Kanokwan Homcha-ai, Phuket’teki bazı plajlarda 11 adet deniz kaplumbağası yuvası görüldüğünü söylüyor ve bu sayının son yirmi yıldır görülen en yüksek sayı olduğunu ekliyor. Bu plajların pandemi sebebiyle bir süredir kullanıma kapalı olmalarının ve dolayısıyla deniz kaplumbağalarının yapay ışıklara maruz kalmak zorunda olmamasının büyük bir etkisi olduğu şüphesiz. Öyle ki yalnızca deniz kaplumbağa nüfusunda değil, aynı zamanda bu bölgelerde yaşayan yunus, dugong (bir deniz memelisi) ve pavuryaların sayısında da artış gözlendiği biliniyor.

    Benzer bir gelişme, Hindistan’ın Odisha eyaletinde yaşandı. Geçtiğimiz yıl plastik kirliliği sebebiyle buradaki plajlarda yumurtlayamamış olan deniz kaplumbağları, bu yıl sahillere tam 70.000 adet yuva bıraktılar. Üstelik, bu deniz kaplumbağlarının, nesli tükenmekte olduğu bilinen Olive Ridley kaplumbağaları olması da ayrı bir mutluluk sebebi.

    AYDA 40.000 AĞAÇ DİKEN DRONE’LAR
    Kanadalı bir start-up şirketi olan Flash Forest, ayda 40.000 ağaç dikme kapasitesine sahip dev drone’lar geliştirdi. Drone’ların hızlı ve pratik bir şekilde toprağa tohum püskürtebildiği proje, ilk olarak yerli çam ve ladin ağaçlarının dikimiyle başladı. Yıl sonunda bu sayıyı yüz binlere, 2028’e gelindiğinde ise 1 milyara ulaştırmış olmayı hedefleyen Flash Forest; aynı zamanda biyoçeşitlilik kaybının önüne geçmeyi ve ekosistemin yenilenmesine katkı sağlamayı amaçlıyor.

    Şu anda günde 10.000 ile 20.000 tohum ekebilmeye olanak sağlayan teknoloji, henüz başlangıç aşamasında olmasına rağmen; şirketin kurucu ortağı ve strateji sorumlusu olan Angelique Ahlstrom tarafından paylaşılan “bir kişi elleriyle bir günde 1.5000 ağaç dikebilir” bilgisiyle karşılaştırıldığında, bu projenin ekim süreçlerine büyük avantajlar sağlaması kaçınılmaz. Ahlstrom şöyle söylüyor: “Küresel bir toplum olarak karbon tutma hedeflerimizden bazılarına ulaşmak amacıyla gerekli olduğunu söylediğimiz şeyleri gerçekleştirebilmek için drone’ların kesinlikle gerekli olduğunu düşünüyorum. Drone’ların potansiyeline bakarsak, insanlardan 10 kat daha hızlı ekiyoruz.” 

    TAMAMEN ELEKTRİKLİ BMW i3

    TAMAMEN ELEKTRİKLİ BMW i3

    Şimdi 335 km’ye ulaşabilen menzili ile.

    TAMAMEN ELEKTRİKLİ BMW i3

    Şimdi 335 km’ye ulaşabilen menzili ile.

    İLGİLİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAZILAR:

    Sürdürülebilir Deneyimler Peşinde. | BMW Joy Blog

    ATIKSIZ SEYAHAT DENEYİMLERİ.

    Elektrikli Otomobil Mitleri | BMW Joy Blog

    ELEKTRİKLİ OTOMOBİL EFSANELERİ.